Kocaeli ve Türkiye ile ilgili son derece önemli sayılabilecek gündem maddeleri olduğu halde dikkat ederseniz son 3-4 gündür azda olsa kendi eksenimiz etrafından dolaşıyor bir türlü sözünü ettiğimiz eksen dışına çıkmak istediğimiz halde çıkamıyoruz.

NEFES gazetesinin bizimde ortak olduğumuz RAY MEDYA GRUBU bünyesine katılması ve işin yazılı medya bölümünün de hayata geçmesi ile başlayan süreçte hemen her kesimden “Yüksel Ercan tekrar medyaya geri döndü” ifadeleri yükselmeye başladı.

Yüksel Ercan’ın aslında hiçbir zaman ayrılmadığı, hiçbir yere gitmediği Medya sektörüne tekrar geri dönmesi nasıl bir anlayışın ürünüdür, Allah biliyor ya bizde henüz anlayabilmiş ikna olabilmiş değiliz.

Geçtiğimiz pazartesi günü yine bu sütunlarda belirttiğimiz gibi biz kendimizi bildik bileli gazeteciyiz, Kocaeli sınırları içerisinde elimizden geldiğince dilimizin döndüğünce yazıp-çiziyor imkan bulduğumuz anlarda da Televizyonlarda –Radyolarda meramımızı anlatıp duruyoruz.

Bu tür faaliyetler devam ederken bir şekilde sahibi olduğumuz İnternet siteleri vesilesi ile de hiç durmadan 7 gün 24 saat bizi takip eden okuyucularımıza bir taraftan görüşlerimizi iletiyor bir taraftan da haberlerden haberdar ediyoruz.

Ancak bütün bu faaliyetlere devam ederken bizim unuttuğumuz yada yanlış bildiğimiz bir hadiseyi NEFES gazetesinin bizim tarafımızdan yayınlanmaya başlaması ile öğrenmiş olduk, Öğrendiğimiz gerçek ise ister Televizyon sahibi ol, İster radyo sahibi ol isterse yüzlerce noktadan internet haberciliği yap eğer 57X76 ebadında bir kağıt üzerinde yazın ve resmin yoksa sen kesinlikle gazeteci değilsin.

Milyonlarca insan televizyon seyrediyor, yine sayıları milyonlar ile ifade edilen bir kalabalık haberleri internet sitelerinden takip ediyor, milyonlarca vatandaşımız sosyal medya üzerinden istediği haber kaynağına saniyeler içerisinde ulaşıyor ama maharet ertesi gün 8-12-16-24-30 yada daha fazla sahifeli mürekkep kokan gazete kağıdını elinde tutabilmekmiş.

Böylesi bir noktada NEFES gazetesi ile birlikte “Yüksel Ercan tekrar medyaya dönüyor” şeklindeki ifadelerin altının hiçte boş olmadığı gibi bir gerçek ortaya çıkıyor, Hemen hemen her gün yazdığımız köşe yazıları pek çok internet sitesinde yüzbinlerce okuyucu tarafından okunsa-yorumlansa bile yazılı bir mevkute olmayınca akıntıya kürek çekmiş gibi bir hal içerisinde olmuşuz.

Elektronik gazeteciliğin her geçen gün ışık hızı ile mesafe aldığı bir dünyada işin doğrusu bizde yazılı medyanın ömrünün fazla uzun olmadığını düşünüyorduk ancak son 3-4 günde NEFES gazetesi vasıtası ile aldığımız geri dönüşler bizi gerçekten şaşırttı.

Meseleye kendi penceremizden baktığımızda “biz hiçbir yere gitmedik, dolayısı ile gitmediğimiz bir yerden geri dönmek ve bizim mahallemizdeki meslektaşlarımıza “biz geri döndük” gibi olağan dışı kucaklaşma yapacak durumda değiliz ancak dünyanın da bizim etrafımızda dönmediği ve bizim gibi düşünmeyenlerin sayısının hiç te az olmadığının da farkına varmış olduk.

Dolayısı ile Yüksel Ercan’ın Medya’yı bırakmadığı sadece bir NEFES alacak sürede dinlendiği sonrasında da “mola” aldığımız alandan kalkıp tekrar yeni ufuklara revan olma gibi bir vaziyet içerisinde bulunduğumuzu da buradan eş-dost ve kamuoyuna iletmiş olalım.

Bizim meselemiz elbette ki bunlar değil, Memlekette var olan sorunların çözümü adına bir medya mensubunun yapması gereken ne varsa bundan 10 yıl önce 20 yıl önce ne yapıyorsak bundan sonrada aynı şevk ve heyecan ile o görevi devam ettireceğiz.

Sonrası
Kerim Allah
Rahim Allah…