Türkiye Cumhuriyeti  devleti 15 Temmuz gecesi  uygulamaya konulan Darbe girişimi dolayısı ile  ne kadar FETÖ ile ilişkili kurum ve kuruluş varsa tamamına yönelik Operasyon başlatmış olsa bile AK Partiye oy veren seçmen bile “ Soruşturma AK Parti içerisinde bulunan siyasetçiler yüzünden tam olarak amacına ulaşamıyor” demeye başlamış durumda.
Bu günden sonra FETÖ ile ilgili operasyonların hangi kurum ve kuruluşlara kadar ulaşacağını bilmek zor, 15 Temmuz sonra başlatılan operasyonlar için artık 24 saat çok uzun bir süre, zira günün her saatinde yapılan operasyonlar sonucu FETÖ mensupları yakalanıyor ve adli makamların karşısına çıkartılıyor.
FETÖ’nün Devletin hemen her kademesine sızıp sadece ve sadece AK Parti bünyesine bulaşmamış olmasını düşünmek sadece ve sadece insanın aklı ile alay etmek anlamına gelir ki bu durumda asla kabul edilebilir değildir.
2002 yılının Temmuz ayında Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan ve 03 Kasım 2002 tarihindeki genel seçimde iktidar olan AK Parti o gün bu gündür iktidarda, AK Partiden ziyade Tayyip Erdoğan’ın başarısı olarak nitelendirilen iktidar yıllar yılı devam ediyor.
15 Temmuz sonrası FETÖ operasyonlarının dönüp dolaşıp AK Partiye geldiğinde durması partiyi kuranlar açısından bakıldığında aslında anlaşılır bir durum, Muhtemelen partinin kurucuları ve yöneticileri “İçerisinde bulunduğumuz AK Partinin FETÖ ile ilişkilendirilmesi bize de sıkıntı yaratabilir, inandırıcılığımız kalmaz” diye düşündüklerinden olsa gerek elden geldiğince Operasyonların AK Partiye fazla zarar vermeden geçmesini hedefliyor olabilirler.
İşte bu noktada “Paralel yapıya mensup siyasetçiler CHP’de var MHP’de var ama AK Partide yok” şeklindeki bir düşünde şartlar ne olursa olsun FETÖ ile ilgili mücadelede başarı getirmez ve bu memleketi yarın daha büyük belalar ile karşı karşıya bırakır.
15 Temmuz’da Paralel yapının başlattığı darbe girişimine son bir haftadır da PKK terör örgütünün Güneydoğu Anadolu bölgemizde birbiri ardına patlattığı bombalar sonrasına verdiğimiz şehitler bu patlamalarda yaralananlar da eklenince AK Parti hükümetinin bir anlamda “Çaresiz” kaldığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek.
FETÖ ile mücadelede dün olduğu gibi bugünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi mücadele veriyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında kalan Hükümet yetkilileri ya henüz daha işin ciddiyetini kavrayamadılar yada sürekli belirtiğimiz gibi “Eş-dost-Ahbap” ilişkileri yüzünden neşteri tam olarak vuramıyorlar.
15 Temmuz sonrası AK Partinin Türkiye’ye vereceği hiçbir şey kalmadığını bizim kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’da çok iyi biliyor, Paralel yapıya mensup çok sayıda siyasetçinin bulunduğu AK Partide operasyon yapmanın zorluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’da görüyor.
Böylesi bir noktada  aslında fazla bir seçenek te kalmıyor, Yapılacak tek şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisinde ya AK Parti kendi kendisini fesh edecek yada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile yeni bir parti kurulacak ve yola yeni kurulacak parti ile devam edilecektir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi AK Partinin üst yöneticileri parti içerisinde FETÖ ile ilgili büyük çaplı operasyon başlattıklarında bu durumdan partinin yara alacağını düşünüyorlardır, dolayısı ile yeni bir parti kurulduğunda bu partiye geçişler sırasında ancak FETÖ ile ilgili önlem alınabilir.
Yeni Parti kurulduğunda o partinin kuruluş felsefesinin tamamen 15 Temmuz sonrası şartlarına göre belirlenmesi mecburiyeti olacaktır, İşte öylesi bir noktada bugün AK Parti içerisinde FETÖ’cü olarak bilinen ancak “siyaseten yara alırız” diye dokunulmak istenmeyen siyasetçiler kimlerse hiç birisi yeni partiye alınmaz ve sorunda kökünden çözülmüş olur.
Bugün siyaset yapmak isteyen ancak AK Partide yerleşmiş ekipler yüzünden bu partiye katılamayan pek çok vatandaş ta öylesi bir noktada görev almak adına yeni kurulacak yada Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından işaret edilecek partiye geçmek için bir an bile düşünmeyeceklerdir.
Verilecek örnek çok ancak  darbe girişiminin mimarlarından General Mehmet Dişli’nin kardeşi Şaban Dişli halen AK Partide siyaset yapması hiç kimseye izah edilemez, Yıllardır verdiği mücadele dolayısı ile Şaban Dişli’ye de “Partiden git” denilemiyor, bu ve bunun gibi isimlerden kurtulmak adına yapılacak tek iş yeni bir parti kurmak ve bu tür insanları yeni partiye almamaktır.
Mübarek Türkiye Cumhuriyeti AK Partiden de, CHP’den de MHP’den de ne kadar siyasi parti varsa hepsinden de daha önemlidir, Bugünlerde bir taraftan FETÖ diğer taraftan PKK ile mücadele etmek zorunda kalan AK Partinin ise bu yapısı ile bu mücadeleden galip çıkması çok zor görünüyor.
Emperyalist güçler ve onların maşaları tarafından paramparça edilmek ve yurt edindiğimiz Anadolu Coğrafyasından sürülmek istenen Türk Milletinin selameti düşünülüyorsa artık iyice bunalan ve hareket kabiliyeti kalmayan AK Partinin yukarıda belirttiğimiz gibi ya kendisini Fesh etmesi yada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işareti ile yeni bir parti kurulması şu aşamada her şeyden önemlidir ve duruma göre de başka bir seçenek kalmamıştır.