Hatta İstanbul’da iyi nargileci olan herkes tanır Mustafa’yı ünü yaygındır.
Uzun zamandır Beyazıt’a sahaflara gitmemiştim. Ankara’dan arkadaşlar gelmiş.
Hem sahaflara uğrayayım epeydir aklımda bir kitap var İmam Suyuti’nin ona bakayım hem de misafirlerle otur bir çay içeriz diye yola koyulduk.
Sahaflarda aradığım kitaplardan fazlasını bulmak beni oldukça memnun etti.
Sonrada divan yoluna doğru yola koyulup İstanbul’daki çok insanın bildiği
Çemberli taşa yakın Çorlulu Ali Paşa medresesine girdik. Misafirler çay içiyor.
Bir nargile söyledi birlikte geldiğim arkadaşım. Selamlaşma muhabbet sürerken
Ateşçi Mustafa uzaktan göründü. Güleç yüzüyle selamladı bizi. Aradan neredeyse otuz yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen beni hatırladı.
Hadi hikâyeyi senden dinlesin arkadaşların dedi ve sandalyeye yanımıza oturdu.
***
Üniversitenin birinci sınıfına yeni yazılmışız. Artık kendimizi büyük adam pozunda görüyoruz. Haydarpaşa’dan arkadaşlarla vapura binip karşıya geçtik. Çemberli taşa kadar yürüdük. Çorlulu Ali Paşa medresesine oturduk. Nargile içeceğiz.
Bir nargile dedim yanıma gelen adama. Gözlerimin içine baktı daha önce nargile içtiniz mi? Kırk yıllık nargileci pozunda gözlerimi öne doğru eğip başımı aşağı yukarı salladım. Evet, içtim manasını pek kabullenir görünmedi içine de sinmedi ama yüzünü ekşiterek gidip bir nargile getirdi.
Buraya kadar idare etmiş nargileye büyük adamlığa çarçabuk kavuşmuştuk.
Baktım hortuma üflüyorlar hor hor sesler geliyor. Zahir üfleyeceğiz diye düşündüm. Soracak bir vaziyet yok zaten durumumuzda. Yoksa açığa çıkacak acemiliğimiz.
Bir üfledim yaratana sığınıp. Foşşş diye bir ses geldi. Bir cozz sesi çıktı. Nargilenin tepesinden su boşaldı.
Uzaktan bizi göz ucuyla izleyen Mustafa bir koşu gelip bana baktı. Kaşları yukarda daha önce nargile içtin mi diye sordu yeniden? Ben utana sıkıla gözlerimi yukarı kaldırdım.
Kaçacağız fırsatını bulsak ama gözü bizde. Muhtemelen durumu anlayıp yedek bir nargile hazırlamıştı. Elinde nargile geldi yanımıza oturdu. Başladı anlatmaya
Sanki derste Profesör anlatıyor.
Bu şişe. Alttaki camı gösteriyor. Bu marpuç. Uzun hortumu tutuyor. Bu lüle nargilenin üstündeki toprak tütün konulan parça. Bu meşe. Lülenin üstündeki yanan kömürü gösteriyor. Yandaki bir kadına bakarak muzip bir bakışla bu Ayşe. Nargile muhabbetsiz içilmez. Bu köşe nargile köşe sedirde bağdaş kurulup içilir
Bu su. Nargile susuz içilmez boğazı temizler.
Elini omzuma koydu hadi bakalım bilmediğin işlerle uğraşma deyip ayrıldı yanımızdan. Seksenli yıllar.
***
Gülüştük hikâyemizin sonunda. Aradan otuz yıldan fazla bir zaman geçmiş.
Şimdi 2016 Aradan çok uzun süre geçmiş. Hafıza sağlam. Marmara üniversitesin de okuyordunuz dedi. Ateşçi Mustafa. Çorlulunun nargile ateşçisi. Artık folyo var dedi. Eskiden ateşi direk yakardık. Şimdi folyonun üzerinde yakıyoruz.
Biraz yaşlanmış Mustafa. Aynı Mustafa. İstikrarlı, düzenli bir hayat.
Herkesin bildiği ateşçi Mustafa.