Bundan çok değil bir yıl önce yada tarih vermek gerekirse 07 Haziran genel seçimleri öncesi MHP’nin il/ilçe/Belde teşkilatları ellerinde var olan imkanlarla Genel seçime hazırlanıyor ve yapılacak olan genel seçimden en kazançlı partinin MHP olması yönünde faaliyet gösteriyorlardı.

MHP 07 Haziran tarihinde 80 milletvekili kazandı, seçimde kazanılan 80 milletvekili her ne kadar partilileri tatmin etmese de çok uzun yıllar sonra AK Parti’nin tek başına iktidara gelecek sayının altına düşmesi dengelerin değişmesi adına olumlu karşılanmıştı.

07 Haziran tarihinden 01 Kasım seçimine gelinceye kadar geçen sürede olup bitenleri buradan tekrarlamanın faydası yok zira her şey zaten kamuoyunun gözü önünde cereyan etti.

01 Kasım tarihinde MHP var olan 80 milletvekilinin yarısını kaybedip 02 Kasım sabahı TBMM’de 40 milletvekili ile kalınca parti tabanında “Artık bu kadar yeter değişim istiyoruz” sesleri en üst perdeden çıkmaya başladı.

O günden sonra Genel başkan adaylığı için yollara düşen 4 isim ile birlikte MHP Genel merkezinin fikirlerini benimseyenlerinde  bir karar vermesi ile ortaya 5 ayrı noktaya çıkan bir yapı çıkmış oldu.

MHP Genel merkezi bir taraftan Olağanüstü Kurultayı öteleyip “Kurultayımız 2018 yılındadır” fikrini partililere benimsetmeye çalışırken diğer taraftan da kendisine muhalif olarak gördüğü isimleri görevden almaya yada parti teşkilatlarını kapatmaya başladı.

İçerisinde bulunduğumuz günlerde daha düne kadar tek parça hallinde bulunan partililer bugün bilebildiğimiz kadarı ile 5 ayrı parçaya bölünmüş durumdadır, Üstelik 5 ayrı parçaya ayrılan partililerin de artık diğer parçaları görmeye kesinlikle tahammülü kalmamıştır.

Son birkaç aya kadar MHP Genel merkezi  görevden almaları yada teşkilatları kapatmaları belli aralıklarla yapıyordu ancak geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ın “MHP’de Kurultay yapılabilir” şeklindeki açıklamasından sonra görevden almalar ve teşkilat kapatmalar öylesine hızlı bir hal aldı ki artık takip etmek bile imkansız bir hale geldi.

MHP Genel merkezi önümüzdeki ay itibarı ile artık kaçınılmaz hale gelen Kurultayı Kasım ayındaki genel seçimden hemen sonra yapabilseydi sanıyoruz ki bu kadar büyük tahribat olmayacaktı ancak aylardır devam eden mahkeme süreci ile MHP hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar ağır yaralar aldı.

Aynı gün içerisinde birbiri ardına herhangi bir il merkezindeki Parti teşkilatlarının nerede ise tamamı kapatılıyor, ilçe yönetimleri görevden alınarak yeni yönetimler atanıyor ve geriye bir sürü kalbi kırık partili bırakıyor.

MHP Kurultayının hangi ayın hangi günü yapılacağı birkaç gün içerisinde belirlenecek, Halen adaylık noktasında yurt gezilerine katılan isimlere yeni isimlerin katılıp katılmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz, MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli her ne kadar “Adayım” diye açıklama yapıyorsa da durumun ne olacağı kısa bir süre netleşmiş olacak.

Ayni il/ilçe yada beldede bir zamanlar omuz omuza siyaset yapmış ülkücülerin şu sırada en az 5 parça halinde hareket ediyor olması bütün partilileri üzüyor ancak Ankara’da siyaset yapanların bu duruma “Dur” diyecekleri yerde yangına benzin ile gitmeleri işin daha da gerginleşmesine vesile oluyor.

Birbiri ardına görevden alınan ilçe başkanı ve yönetimler, kapatılan çok sayıda parti teşkilatlarının yarattığı huzursuzluğun zirvesinde MHP Kurultaya gidiyor, Kurultaydan hangi aday Genel başkan olarak çıkarsa çıksın Kasım ayından itibaren ortaya çıkan parçalanmayı ortadan kaldırabilmesi son derece zor görünüyor.

Umarız şimdilik 5 parçaya bölünen Ülkücü Hareket Kongre salonundan tek parça haline gelmiş bir Birlik ve bütünlük içerisinde  çıkar.