Devletimiz tarafından kurulan Çadır kentlerde, sokaklarda, parklarda, tek odalı evlerde üst üste yaşama tutunmaya çalışan insanlara;
”Erkekler “cinsel gücü artırıyor” diye, Birleşmiş Milletler ‘den gelen bebe mamalarını yiyip bitirdiler… Çadır kentlerde günde 135 Bebek doğuyor… Sevişmekte Üzerlerine yok… Bizde; gece üst kattaki tıkırtı yapsa elin ayağın dolanır beceremezsin… Bunlar, bomba sesleri altında çeyrek milyon arttılar…” diyen aklı uçkurunda bulunan tipleri kırk tas su döküp temizleyecek hamamımız yok bizim.
Bizim töremizde, kendisine sığınanı, kendisinden yardım dileneni kapının önüne koymak yoktur. Anadolu’da kendisine sığınan insanları korumak için silahı eline alıp gece boyu evin etrafında nöbet tutan ev sahipleri çoktur. Asırlarca bu aziz milletin kurmuş olduğu devletler Müslüman ve gayrimüslimlerin huzur ve emniyet içerisinde yaşadığı bir vatan olmuştur. Kendisine sığınanları korumak için savaşı bile göze almıştır. Gerektiğinde bu mültecilere vatandaşlık hakkını tereddüt etmeden vermiştir. Bu şanlı tarihi anlayacak tarih bilincine sahip olmayanlara okutulacak bir tarih kitabimiz yazılmadı henüz bizim.
Kendi çocukları, torunları ana rahmine düşer düşmez, eşini, gelinini, kızını ABD ve AB ülkelerinin birine gönderip bir ev tutarak doğumun orda gerçekleşmesini sağlayan zevatın, kendine tanıdığı keyfiyete bağlı bir hakkı, ülkemize canlarını karadan, denizden, havadan yağan bombalardan korumak için sığınan mazlum insanlara çok görmesini anlatacak bir öğretmen henüz okullardan mezun olmadı bizim.