15 Temmuz sonrası devam eden günlerde bütün Devlet kurumlarında bulunan ve FETÖ’ ye mensup kişi yada kurumlara karşı yapılan operasyonlar sırasında ortaya çıkan bilgiler Paralel Devlet Yapılanmasının hangi boyutlarda olduğunu da göz önüne seriyor.
Ancak toplumun her kesinindeki kişi ve kurumlara yapılan operasyonların bir türlü yerel yönetimlere gelmemesi , gelse de vatandaşın yüreğine su serpecek şekilde isimlerin alınmaması toplumda derin bir hayal kırıklığı yaratmaya başladı.
Bu aşamadan sonra özellikle AK Partili Belediyelerde bulunan ve hemen herkes tarafından “Paralel yapıya yakın” olarak bilinen Belediye başkanlarına dokunulmaması bunun yerine bilemediniz ilçe belediyelerinde “birim müdürleri” ölçüsünde çalışanların belediyelerden uzaklaştırılması işin doğrusu hayal kırıklığı yaratmış durumda.
AK Partinin Türkiye’de var olan İl-ilçe-Belde belediye başkanlıklarına “Paralel Yapıya mensup siyasetçi yoktur” demek bir anlamda vatandaşın aklı ile alay etmek anlamını taşımaktadır, Zaten 15 Temmuz öncesi de CHP’li ,MHP’li yada başka siyasi partilere mensup belediyelere zaten günaşırı baskınlar yapılıyor ve pek çok görevli “Paralel yapıya mensup” suçlaması ile görevlerinden alınıyorlardı.
Hepimiz biliyoruz ki özellikle 2009 yılında yapılan yerel seçim öncesi AK Parti’den belediye başkan adayı-Belediye meclis üyesi adayı yada il Genel meclis üyesi adayı olabilmenin ön şartı Gülen Cemaatinin o bölgede yetkilendirilmiş “Sözde İmamlarından” onay almaktı.
2009 yılında AK Partiden aday olup kazanan belediye başkanlarının nerede ise tamamı 2014 yılında yapılan yerel seçimde tekrar aday olup kazandılar, Dolayısı ile 2009 yılında “Paralel yapının “yardımı ile başkanlık koltuğuna oturan siyasetçiler halen daha bu makamlarda görev yapıyor.
Bu durum yurt genelinde bütün vatandaşlarımız tarafından bilinirken FETÖ soruşturmasını herhangi bir belediye başkanına doğru yaklaştırmamak yaklaştırsa da Anadolu’nun iki bin üç bin nüfuslu beldelerin belediye başkanlarından birkaç tanesini görevinden uzaklaştırmak vatandaşın yüreğini soğutmaya asla yetmiyor.
FETÖ soruşturması yerel yönetimlere uğramayınca 15 Temmuz gecesi “Demokrasi adına” Tankların önüne yatan, Arabası tankların altında kalan, o gece bir yakınını kaybeden, yaralanan tüm vatandaşlarımız da işin doğrusu “Her kurumda FETÖ’cü varda Belediyelerde, TBMM’de FETÖ’cü yokmu” diye sorup duruyorlar.
Belediyelerde var olduğuna inanılan “Paralel Yapılanma” ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mücadelesi hemen herkes tarafından biliniyor, Ancak Hükümet bünyesinde bulunan Bakanlardan, TBMM’deki milletvekillerine kadar sirayet eden “Korumacılık” maalesef soruşturmaların yerel yönetimlere kadar gelmesini engelliyor.
Hal böyle olunca hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşlarımız FETÖ soruşturmasının sulandırıldığını FETÖ’cülerin asıl yuvalandıkları yer olan Belediyelerde yüreklere su serpecek operasyonların yapılmamasını kaygı dolu ifadeler ile seyrediyorlar.
Türkiye’nin yapısını değiştirmeye matuf olarak uygulamaya konulan 15 Temmuz’daki Darbe girişimine katılanların tamamının yakalanarak Hakim karşısına çıkartılması ancak bu durumun Belediyelerin kapısından içeriye girmemesi için gösterilen gayret hemen her kesimden “Böyle gelmiş böyle gider” ifadesini haklı çıkartacak gibi duruyor.
Eğer 15 Temmuz tam olarak araştırılmak ve Paralel yapı mensupları devlet kadrolarından tamamen temizlenmek isteniyorsa bunun yolu diğer kurum ve kuruluşlarda yapılan Operasyonların Belediyelerde de yapılmasını sağlayacak adımların bir an önce atılması gerekmektedir, Aksi takdirde hiç kimseyi “Biz Darbecilerin üzerine tarafsız bir şekilde gidiyoruz” ifadesine asla inandıramazsınız.