Fırtına geliyorum diyor.
Akşam teraziye çıktım. Tam seksen altı kilo. Yani böyle giderse gece ağrıların olacak. Belki yarın yürüyemeyeceksin.
Fırtına geliyor diyor. Yani yetmişli kiloların en altına düşmelisin felaket kapıda diyor.
Ben ne yapıyorum et ve ekmek yemeye devam ediyorum. Çok yemeye devam ediyorum. Şekeri, yağı, hamur işini kesmiyorum.
Felaket geliyorum diyor. Her sabah tamam artık bugün başlayacağım diyorum.
Ama bir türlüde başlayamıyorum. Fırtına şiddetli bir hal almaya başlıyor.
Rus doktorun önerdiği diklaflom tek kurtarıcım. Akşamdan bir tane atınca iyi bir ağrı kesici sabaha bir şeyim kalmıyor.
Akşama doğru yeniden terleme ya da rüzgâra kapıldıysam yeniden aynı hikâye.
İş içinden çıkılmaz hale gelince artık adım atamaz hale geldiysem doktordan bir iğne. İşte bir yıl rahatım.
Birazda dikkat edersem seneyi ağrısız sızısız atlatabiliyorum.
Felaket geliyorum diyor.
***
Arabada terleyince unutup ıslak terli pantolonu değiştirmek her zaman aklıma gelmiyor.
Ya da rüzgârlı bir çay bahçesinde demli çay içip püfür püfür eserken rüzgâr kendimi korumayı unutuyorum.
Sancı geliyor tutuyor beni farkına varamıyorum. Ne zaman hava kararıp gece başlıyor, ağrıda başlıyor.
Felaket geliyorum diyor. İhmal ediyorum, unutuyorum, hafife alıyorum.
Dikkate almıyorum. Ama gece ben tek başına kalıyorum. Felaket geliyor. Haber veriyor.
Fincancı katırlarını ürkütürcesine haber veriyor. Aldırmıyorum, unutuyorum, ihmal ediyorum.
Kendimi hekime bile emanet edemiyorum.
Dua ediyorum, sabrediyorum, katlanıyorum, uyumaya çalışıyorum, unutmaya çalışıyorum fayda yok.
Felaket geliyorum diyor aldırmıyorum.
Bir kaplıcaya gitsem. Bir kum banyosuna gitsem. İyi bir fizik tedaviye gitsem.
Gündelik işler beni oyalıyor. Aslında gereksiz bir yığın işe dalıyorum.
 ***
Oraya koşuyorum, buraya koşuyorum, yoruluyorum, usanıyorum, unutuyorum.
Akşam oluyor aynı hikâye.
Fırtına geliyorum diyor. Felaket geliyorum diyor. Arabamı servise düzenli götürüyorum.
Kendimi servise götüremiyorum.
***
Akşam teraziye çıktım Tam seksen altı kilo. Yani böyle giderse gece ağrıların olacak.
Belki yarın yürüyemeyeceksin. Fırtına geliyor diyor.
Yani yetmişli kiloların en altına düşmelisin felaket kapıda diyor.
Ben ne yapıyorum et ve ekmek yemeye devam ediyorum.
Çok yemeye devam ediyorum. Şekeri, yağı, hamur işini kesmiyorum.
Felaket geliyorum diyor. Her sabah tamam artık bugün başlayacağım diyorum
Başlayamıyorum.