ABD'nin, 'Demokrasi' Projesi!

Türkiye 1950 sonrası ABD ile ikili ilişkilerini geliştirdi ve yardım almaya başladı.

ABD'nin, 'Demokrasi' Projesi!
banner158
banner174
 "Ortak Savunma Anlaşması" adı altında ki yardım projesi ABD kongresinin 1/4 ve 3’ncü maddelerine göre yapılıyor. Bu maddelerde, söz konusu yardımlarda verilen silah, araç gereç vb. şeyler ancak ABD'nin izni alındıktan sonra kullanılabiliyor. Örneğin 1969 yılında ABD'den alınan saç bidonlar izin alınamadığında ötürü kullanılamadı. Daha böyle birçok türden olayı sıralamak mümkündür. Kısaca ABD bir ülkeye yardım olarak verdiği her türlü maddeyi o ülkenin değil kendi çıkarlarını hesap ederek kullanımına izin veriyor. ABD'nin dünya ülkelerini özgürlük ve demokrasi getirmek adına özellikle 1982 yılında Ronald Reagan'ın başkanlığı sırasında ‘project democracy’ (Demokrasi Projesi) başlıklı bir uygulama başlattı. Bu proje özellikle Sovyetleri, Doğu bloku ülkelerini ve ABD karşıtı iktidarları çökertmek için hazırlandı. Söz konusu ülkelerde sözde Sivil Toplum Kuruluşları (STK) oluşturuldu ve bunlar parasal olarak desteklendi. Bunu ise NED (National Endowment for Democracy) Ulusal Demokrasi Fonu organize ediyor.
 
**
 
Türkiye'de de bir çok Sivil Toplum Kuruluşu NED ile ilişkiye girerek onlardan her türlü desteği ve yardımı alıyor. Tabi bu desteğin karşılığı ise Türkiye'de ABD karşıtı yapılanmaları çökertmek ve ABD çıkarlarına hizmet etmektir. Örneğin TSK ile halk arasında kutuplaşma yaratmak. Ulusal devleti yıkmak onun yerine çok parçalı, dağınık ve ABD'ye bağımlı yapı oluşturmak. Zaten ABD'nin ‘project democracy’ öngörüsüne göre 1. Ülkede bağımsızlık için örgütlenen her siyasi hareket Komünisttir. 2. Ülke bağımsızlığı için savaşan herkes silahlı veya silahsız olsun, olmasın her oluşum teröristtir. O zaman ABD'nin Türkiye'de ki en büyük hedefi tam bağımsızlıkçı, emperyalizm karşıtı olan güçlerdir, Atatürk ve devrimleridir. ABD, Atatürk’ü ister mi hiç. 
Benimde bir süre önce  bir kaç kez okuduğum  Mustafa Yıldırım'ın "Şifre Çözücü ‘project democracy’ Sivil Örümceğin Ağında" isimli kitabı gerçekten okunmaya değer. ABD'nin amaçlarını öteki ülkelerde nasıl kendi çıkarları adına planlar yaptığını, karıştırdığını ve ülkelerin içinde insan hakları, demokrasi gibi kavramları kullanarak işbirlikçiler bulduğunu belgeleri ile anlatılıyor.
Ve kitabı okurken  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü çok  daha iyi anlıyor, tam bağımsızlığın, birlik ve bütünlüğün, yurtseverliğin, Cumhuriyetin ve demokrasinin önemine varıyoruz.
**
Cumhuriyet ve demokrasi etle tırnak gibidir ve birbirinden asla ayrılamaz.  Demokrasi tek başına sadece isimden ibaret olur, aynı şekilde Cumhuriyette.  Bundan dolayı  Cumhuriyet ve demokrasiyi birlikte savunmak ve yaşatmak gibi çok önemli bir görevimizde var.  Bugünlerde özellikle  FETÖ terör örgütü tarafından organize edilen darbe girişimi sonrası demokrasinin öneminden dem vurulurken Cumhuriyet gerçeği ise bilinerek veya bilinmeyerek  öteleniyor, yok sayılıyor.  Cumhuriyetten tek kelime dahi söz edilmiyor. Oysa bu topraklarda  demokrasinin yeşermesinde, boy atmasında  Cumhuriyetin  katkısı çok büyüktür.  Ancak kimileri hala 1923 devrimine ve Atatürk'e olan saplantısı nedeniyle  Cumhuriyete karşı önyargılı  ve  samimiyetsiz şekilde  duruşunu sürdürüyor.
Kazanımları korunmuş, amacından uzaklaştırılmamış güçlü bir Cumhuriyet  demokrasi ile  gelişmiş medeniyetlere , gerçek demokrasiye ulaşmada tek araç ve yoldur.  Bu gerçeği  unutmayalım.
**
Gebze sanayi kenti olduğundan ötürü  üç tarafı  fabrika ve sanayi kuruluşlarıyla dolu.  Kimi zaman gecenin bir vakti çok kötü kimyasal bir koku çevreye yayılıyor. Bizzat bizde evimizin balkonundan camından içeriye sızan bu kokuyu hissediyoruz.  Adeta zehir  ve nefes almakta zorlanıyoruz.  Bir süre sonra koku yok oluyor. Tabi  bu kimyasal kokuların sanayi kuruluşlarını bacalarından  havaya  bırakıldığı bir gerçektir.   Bu zehirli  dumanı hangi fabrikanın, kuruluşun   havaya saldığını  bulmak ise yetkili makamların görevi. Ne var ki  bu konuda yetkili  kurum ve kuruluşlar  pek oralı değil. Aranmasına ve kimi  zaman   kimyasal kokularla ilgili olarak şikayetlerde bulunulmasına karşın  bir sonuç yok.  Ancak bir gerçek var ki, Gebze sanayinin  çevre kirliliği altında ve şimdi olmasa da yakın bir gelecekte bunun  sonuçlarını çok acı  olarak ödeyecek.
 
 

Güncelleme Tarihi: 11 Ağustos 2016, 19:21
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER