Dönemin ANAP Kocaeli Milletvekili Bülent Atasayan’ın büyük çabaları ile ismi “İleri Teknoloji Üniversitesi” olan ve bir tanesi İzmir’de diğeri de Gebze’de faaliyete geçen Üniversite o dönemler bünyesinde öğrenci bulunmayan GYTE (Gebze yüksek Teknoloji Enstitüsü) olarak Gebze’den uzak bir şekilde daha üst noktada eğitim vermeye başladı.
Sonralarda şu an aramızda bulunmayan DYP Kocaeli milletvekili Alaettin Kurt’un da büyük emekleri ile GYTE’nin fiziki durumu genişletilse de yukarıda da belirttiğimiz, gibi Üniversite bir türlü etrafındaki yerleşim merkezleri ile bütünleşemedi.
Çok uzun yıllar GYTE’in içerisinde bulunanlar “Biz Türkiye için Türk milleti için çok büyük araştırmalara imza atıyoruz ve o araştırmaları hayata geçirecek genç beyinleri buradan mezun ediyoruz” diye kendilerini savunurken Üniversitenin dışındaki vatandaşlar da sanki ağız birliği etmişçesine yakaladıkları her medya mensubuna “Siz gazetecisiniz bu GYTE nedir, içeridekiler ne iş yapar, burada bulunanlar Türkmüdür yoksa başka milletlere mensup insanlar mı burada yan gelip yatıyorlar” diye yıllar yılı sorup durdular.
GYTE’nin yıllar yılı başta Gebze olmak üzere diğer ilçe merkezleri ile bütünleşememesi, Kurum içerisinde görev yapanların sanki başka bir dünyada yaşıyorlarmış gibi hareket etmesi de kamuoyu tarafından “GYTE’de öğrenci yok o yüzden Gebze ile bütünleşemiyor” görüşünün daha fazla taraf bulmasına vesile oldu.
Son dönemlerde moda olan “Her ile hatta her ilçeye bir Üniversite salgını” en sonunda bizi de bulup Üniversite için yer bulmak ta nerede ise mümkün olmayınca anında Türk insanının kıvrak zekası ortaya çıktı ve uzun yıllar “Öğrencisiz Üniversite” olarak isim yapan GYTE bir akşamda tabela değiştirerek GETÜ (Gebze Teknik Üniversitesi) ismini aldı.
Böylesi durumlarda bilindiği gibi sadece tabela değişikliği yetmeyeceğinden nasıl olsa Üniversitenin ismi değişti hazır el değmişken başta Rektör olmak üzere yönetimi de değiştirelim de işlem tamam olsun” denilerek ilk seçimde Kocaeli Üniversitesinde Prof.Sadettin Hülagü ,GETÜ’de Prof Haluk Görgün Rektörlük koltuğuna oturmakta gecikmediler.
Haluk Görgün hoca GETÜ’ye hemde artık binlerce öğrencisi olan bir Üniversitenin başına geçince işin doğrusu biz kendi kendimize “ Bu çevredeki vatandaşlar GYTE’den çok çekti, içeridekilerin ne yaptığını yıllar yılı anlayamadı, GYTE’nin kapısı da bir vesile ile vatandaşlara kapalı kaldı, Haluk Görgün hoca genç ve dinamik birisi inşallah GETÜ’yü bölgedeki vatandaşlar ile bütünleştirir” diye düşünmüştük ki geçen süre içerisinde yanıldığımızı anlamış olduk.
Bir Üniversite rektörünü hemen her akşam, pastanede, Kafe’de görmeyi beklemek elbette ki yanlış, ancak yukarıda belirttiğim sebepler dolayısı ile Üniversiteye küsmüş milyon nüfuslu bir bölgenin “öğrencili Üniversitesinin” rektörünün de yıllar yılı birikmiş açlığı kapatmasını beklemekte bir vatandaş olarak en tabii hakkımız olsa gerek.
İşin doğrusu Haluk hoca bizde hayal kırıklığı yarattı, Bu yazıyı yazmadan önce kendisinin Rektör seçildikten sonraki çalışmaları ile ilgili çalışmalara-Medyada çıkan haberler baktık, belki medyanın da bizimde gözümüzden kaçmış olabilir diye o camiaya yakın isimlere sorduk ama yanılmadığımızı da anladık.
Haluk Görgün hocanın bizi yada başka bir medya mensubunu memnun etmek gibi bir görevi elbette ki yoktur ancak çok okuyan-çok yazan-çok düşünen bir gazeteci olarak eğer GETÜ ile ilgili biz bir şey bilmiyorsak “vay vatandaşın haline” demek gibi de bir algı ortaya çıkıyor.
Böylesi olumsuz bir durumda GETÜ’yü Gebze’ye mal edemeyen Haluk Görgün hoca ile birlikte kendisinin yardımcılarının da –danışmanlarının da aynı oranda suçu vardır, Zaten ağzı GYTE dolayısı ile yanmış olan vatandaşlar şimdi de aynı olumsuzluğu GETÜ vasıtası ile yaşıyor.
Haluk hoca yanına basın danışmanını alıp Gebze’de-Darıca’da-Çayırova’da-Dilovası’nda fazla değil birkaç esnafı ziyaret etse ziyaret ettiği esnafın çayını içse yemeğini yese bundan muhtemelen başta kendisi olmak üzere hemen herkes memnun olacaktır.
Sayın hocam ara sıra sokağa çıksın NEFES alsın, Vatandaşın sesine ses versin ki herkes gibi bizde Haluk Hoca ile ilgili önyargılarımızdan kurtulalım, bahanemiz kalmasın