03 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimde iktidara gelen ve o gün bu gündür iktidarda olan AK Parti’nin bu kadar süre ile iktidarda olmasının tek sebebi bilindiği gibi şu an Cumhurbaşkanlığı Koltuğunda bulunan Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Koltuğuna çıkmasından sonra Genel başkan ve Başbakanlık görevine atanan Ahmet Davutoğlu ile başlayan süreç içerisinde ikili arasında var olan “uyumsuzluk” artık gizlenemez bir noktaya geldiğinden olsa gerek Davutoğlu’na “Bırak” denildiği andan itibaren Türkiye siyaseten yeni bir yola girmiş oldu.
Bu aşamadan sonra Türkiye’nin siyaseten nasıl bir noktaya gideceği daha doğrusu var olan Parlamenter sistemin terk edilip başka bir modele geçip geçemeyeceği de bundan sonra yapılan siyaset ile belirlenecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istenilen ancak çerçevesi henüz hiç kimse tarafından bilinmeyen Başkanlık sisteminin hayata geçip geçemeyeceği AK Parti’nin istemesi kadar TBMM’deki diğer siyasi partilerin atacağı yada atamayacağı adımlar ile netleşmiş olacak.
Başkanlık sisteminin hayata geçirilmesi ile ilgili alınacak karar noktasında AK Partinin TBMM’deki sayısı bilindiği gibi yetmiyor, CHP ile HDP’nin de zaten başından beri Başkanlık sitemine karşı olduğu hele hele HDP’nin seçim propagandasını “Seni Başkan yaptırmayacağız” ana fikrine dayandırdığı da bilindiğinden geriye bir tek MHP’nin yapacağı yada yapamayacağı siyaset kalıyor.
İçerisinde bulunduğumuz günlerde dışarıdan çok parti içerisinde yaşanan gelişmelere odaklanmış olan MHP’nin karşı karşıya kaldığı kafa karışıklığı dolayısı ile Başkanlık sistemine karşı yaklaşımı da henüz netleşmiş değil.
Şu sıralar MHP ile ilgili “Başkanlık sistemine karşı” yada “karşı değil” şeklinde hiç kimsenin kafasında netleşmiş bir algı yoktur, bütün bunların üzerine MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin hafta içerisinde “Fiili desteğimiz yetmez ise Hukuki desteğimiz olacaktır” şeklindeki açıklaması MHP’nin nerede durduğu da iyice karışmış oldu.
Başkanlık sisteminin hayata geçirilebilmesi adına AK Partinin sayısının yetmediği belli, Bizim aldığımız haberlere göre yapılacak bir Referandum da seçmenin “Yeni Anayasaya Evet ama Başkanlık sistemine Hayır” deme ihtimalinin son derece yüksek olduğu göründüğünden AK Parti tarafından “Referandum” en son tercih edilecek yöntem olarak düşünülüyor.
İşte böylesi bir açmaz içerisinde iş dönüp dolaşıp MHP’nin tavrı ve bundan sonraki durumu ortaya çıkıyor. MHP yönetimi bu kadar karışıklık içerisinde Başkanlık sisteminin gelmesi adına AK Parti ile birlikte hareket edebilir bunu da tabanına anlatmak gibi bir derdi olmadığından işi oldu bittiye getirebilir.
Bunun dışında Başkanlık sistemine geçişin engellenmesinin tek yolu MHP’de bir yönetim değişikliğinin hayata geçirebilmesidir, Yapılacak bir Genel başkan ve yönetim değişikliğinde MHP’nin oy oranı şu ankinden her halükarda daha fazla olacağından AK Parti için Başkanlık sistemi hayal olabilir.
Dolayısı ile Türkiye’ye Başkanlık sisteminin gelip gelmeyeceğinin kaderi şu sıralar MHP’nin elindedir, MHP isterse Türkiye parlamenter sistemi bırakıp Başkanlık sistemine geçebilir ancak MHP istemediği takdirde Başkanlık sistemi daha çok uzun yıllar rafa kaldırılıp mevcut sistem ile yola devam edilecektir.
Başkanlık sistemi istenmiyorsa bunun için önce MHP’nin derlenip toparlanması ve yeni bir vitrin ile vatandaşın karşısına çıkmalıdır..
Aksini ise düşünmek bile istemiyoruz.
