Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'ya, Millet Meclisi, 19 Eylül 1921'de kanunla ''Müşir'' (Mareşal) rütbesi ile ''Gazi'' unvanı verdi. Mustafa Kemal'e, Milli Mücadele'nin başında Erzurum'da bulunduğu sırada, kendisini İstanbul'a çağıran Saray ile 8-9 Temmuz 1919 gecesi yaptığı telgraf görüşmesinde; resmi memuriyetine son verildiği bildirildi. Mustafa Kemal Paşa da Harbiye Nezareti'ne ve Padişah'a, ''resmi vazifesiyle beraber askerlik mesleğinden istifa ettiğini'' bildiren telgraf gönderdi. Hiçbir rütbe sahibi olmayan Mustafa Kemal, ''milletinin sinesinde'' mücadelesini sürdürdü.
''... Kazanılan bu başarı, Yüksek Heyetinizin iradesiyle kuvvet bulan ordumuzun iradesi sayesinde, düşman ordusunun iradesinin
kırılması suretiyle belirmiştir. Bu sebeple ödüllendirişinizin gerçek muhatabı yine ordumuzdur.''
Mustafa Kemal, 20 Eylül 1921'de orduya yayımladığı bildiride ise şunları kaydetti:
''...Zaferden dolayı sizin kahramanlıklarınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakârlıklar pahasına kazanılan bu büyük muzafferiyetlerin millet tarafından takdirini gösteren bu rütbe ve unvanı, ancak size mal ederek bütün askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım.''
ÖMRÜ SAVAŞ CEPHELERİNDE GEÇTİ
Mustafa Kemal Başkomutanlık başta olmak üzere Mareşallik gibi rütbeleri kendi isteği ile değil millet meclisinin onayı ile almıştır. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk tek adam fobisi yoktu, diktatör değildi. Eğer öyle olsaydı meclise falan sormadan istediği makam ve payeleri alırdı. Ancak birileri bu gerçekleri görmüyor ve Atatürk’e karşı içlerinde eskiden beri yer tutan genetik düşmanlığı sürdürüyor.
Bunlara Allah akıl fikir versin. Bunlar kalpleri kötü ve karanlık adamlar.
Allah ıslah etsin ne diyelim.