Tsunami son zamanlarda uzak doğunun keferelerini uykusundan etmeye ve onların korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

Bu denizin şiddetle patlayıp kıyılara vurmasına bir çözüm de üretemiyorlar.

Koca okyanus taşıyor nereye gidecek bu kadar derya? Su karaların düşük kesimlerine hücum ediyor tabi.

Orada bulunanlarda suya kapılıp telef oluyor. Binalar yıkılıyor.

Ben arada ben bu durumu düşünürken bir sürüde çözüm hayal ediyordum.

Deprem sonrası tsunami olursa neler yapılabilir. Kıyıya bariyerler yapsak.

Demir beton surlar duvarlar örsek falan diye düşünüyordum.

Sultan Beyazıt’ın hükümdarlığı döneminde İstanbul’da 10 Eylül 1509 günü sabahın erken vakitlerinde meydana gelen deprem, İstanbul için çok yıkıcı olmuştu. Sular surları aşmış şehri kaplamıştı. 'Kıyamet-i sugra', yani 'küçük kıyamet' olarak adlandırılan depremden sonra padişah Edirne'ye gitmişti. Sıkıntılı bir yaşamın sürdüğü İstanbul yerine şehzadeler daha korunaklı Edirne’yi seçiyorlardı.

O zaman Bulgaristan’da bugünkü gibi ikide bir kapakları açılıp Edirne’yi suya boğan barajlarda yok. Benim bayağı fikirlerim vardı bu felaket su baskını için.

Uçuk kaçık fikirlerim de yok değildi. Ama bu kadarına pes dedirten bir projeyle karşılaşınca şaşkınlığım had safhaya vardı.

Kimsenin aklının ucundan bile geçemeyecek hayali, gerçeğe dönüştürmüş projenin neredeyse yarısının bitirilmiş olduğunu görünce şaşkınlığımda artmadı değil.

 Geçenlerde Yeşilköy havalimanına sahil yolu açıktır diye oradan gideyim dedim.

Malum karayolu her zaman tıkalı  artık. Bu vefasız sürücüler yığılıyorlar karayoluna trafiği tıkıyorlar. Araçlar yürümüyor.

Her gün trafiğe katılan araç sayısı hızla artarken bir milimetre yol yapıldığı da yok şehir içinde. Yirmi bin kilometre şehirlerarası yol yapıldı. Şehir içindeyse sıfır kilometre yol yapıldı.

 

Bakırköy ve Zeytinburnu sahillerine İstanbul surlarının beş katı büyüklüğünde yüksek dev duvarlar örülmüş.

Sahile devasa binalar yapılarak denizle karanın bağlantısı tamamen kesilip kopartılmış.

Koca kütleler denizden gelecek dalgalara göğsünü siper edip kıyıya rutubet dahi geçiremeyecek boyutlara ulaşmış.

Hem Bakırköy hem Zeytinburnu hem de İstanbul büyükşehir belediye başkanlarını kutlamak lazım.

Asrın en büyük projelerinden birisine birlikte imza atmışlar. Artık tsunami bize güzel İstanbul’umuza zarar veremez.

Adeta dev büyük binalarla sahili muhafaza altına almayı becermişler.

Kıyıdan gelecek dalgaların kente ulaşamayacak boyuta geldiği görülüyor.

Sahil yolundan geçerken bir bakın asrın projesini görün Japonlara bile pazarlayabiliriz.

Heybeti bile insanı ürküten dev binalar sahili kıyıdan şehirden ayırıyor.

Tsunami bize sökmeyecek duruma gelmiş. Devasa, görkemli, dehşet veren

Otel, gökdelen, konut, işyeri, ticaret merkezi binaları kıyıyı denizden tamamen ayırmış.

Ve Uzakdoğuluların çok korktuğu dev dalgalara karşı önlem alınmış.

Tsunami meselesine çözümde bulunmuş. Korkuya mahal yok.