Geçtiğimiz hafta Mahkemenin “Türkiye’de Ergenekon isminde bir terör örgütü yoktur” kararını verdikten sonra ortaya çıkan sonuç son 10 yılımızın nasıl bir paranoya ile geçtiğine de şahitlik ediyordu.
Operasyonların başlaması ile birlikte tutuklanan Gazeteci Ergun Poyraz’ın cezaevinde iken İstanbul’da birkaç kişi ile bir sahil lokantasında yemek yediği” şeklinde bir belgenin de mahkeme dosyası içerisine delil diye konulmasının hiçbir ahlaki terim ile ifade edilemeyeceği de mahkeme tarafından tasdik edilmiş oldu.
Son birkaç gündür özel işlerimiz dolayısı ile Bursa ilimizdeyiz, işlerimizi gün içerisinde bitirdikten sonra kalan zamanımızı bursa ve çevresini gezmekle geçirdiğimizden yurdumuzun güzelliğini bir kez daha görme imkanına sahip olduk.
Gebze/Eskihiasr’dan bindiğimiz Feribot’ta iken Marmara denizinin eşsiz güzelliği ve manzarası eşliğinde sıcak çaylarımızı yudumlarken bir taraftan da Ramazan bayramı öncesi hizmete açılacak olan Osman Gazi köprüsünün bütün ihtişamı ile görüntüsünü seyrettik.
Gebze’den Bursa’ya kadar yapılacak olan karayollarındaki hummalı çalışma, Yol kenarlarındaki dinlenme tesislerindeki doluluk ve temiz hava herkesin daha keyifli bir yolculuk yapmasına vesile oluyor.
Bursa bilindiği gibi bir Tekstil ve sanayi şehri, her tarafı tarih kokan Bursa ilimiz ve çevresindeki ilçeleri Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşlarımız tarafından ziyaret ediliyor ve büyük bir keyif ile dolaşılıyor.
Sadece Bursa değil Türkiye’nin bütün bölgeleri gezilmeye görülmeye değer yerleşim merkezleri olarak biliyor, yaz mevsiminin yaklaşması havalarında ısınması ile birlikte Türkiye sınırları içerisindeki turistik geziler daha çok artacak daha çok vatandaşımız bulunduğu yerden başka bir merkeze doğru gidecek.
Vatandaşımız işte bu tür hayatını kolaylaştıran hizmetler ile ilgilidir, Halk Darbe ile Darbeciler ile asla ilgili değildir, vatandaş daha iyi bir hayat satandartları yükseltilmiş bir yaşam bekliyor , beklerken de siyasetçilerin sadece ve sadece “Hizmet” için çaba göstermesini temenni ediyor.
Siyasetçilerimiz özellikle de Ülkeyi yönetenler kendilerine oy verenler kadar vermeyenlerinde taleplerine kulak vermeli hizmeti insan hayatını kolaylaştıracak uygulamaları esas alan bir yapıya doğru yönelmelidirler, Halkın yaşam standardı yükseldikçe hiçbir vatandaşımızın gözü darbeyi de darbeciyi de zaten görmeyecektir.
Türkiye artık yaşantı anlamında sınıf atlamalıdır, Siyasetçilere bu yüzden çok büyük görevler düşmektedir, “Milletime daha rahat bir hayatı nasıl sağlarım, bunun için nasıl bir siyaset takip ederim” sorusuna cevap bulunduğu gün Türkiye içerisinde bulunduğu bu kaos ortamından da bir anda kurtulacaktır.