2016-02-18 17:15:24

TELAŞLA GEÇEN ÖMÜRLER…

18 Şubat 2016, 17:15

 Dün sabah evde kahvaltı yaparken bizim camiden bir "salâ" okundu…
Ölüm haberini hısım ve akrabaya eşe dosta bildirmek için günümüzde bu duyuru müezzinlerin "salâ" okuyuşları ile yapılmaktadır.
Hayat o kadar kısa ki ve ömür o kadar hızlı gelip geçiyor ki, adeta bir girdap hızında…
Bir bakmışsınız ki dün selam verdiğiniz bir kişi artık bugün yoktur…
 Dün sohbet ettiğiniz kişi bugün aranızda değil…
Hayat bu kadar işte…
Halbuki insanlık adına yapılacak o kadar çok şeyler vardır ki, şu kısacık hayatta insanlar kendilerini hırsa, mala mülke, hıra-güre ayırmasalar yapılacak güzel işler vardır…
İnsan bir kere hem kendine, hem sevdiklerine, yakınlarına daha çok zaman ayırmalıdır…
Çünkü hayat bu kadar kısacık işte…
***
Televizyondaki siyasetçiler iki günlük dünyada birbirine verip veriştirirken,
İnsanlar bulundukları ortamda birbirleriyle didişip dururken,
Büyük büyük ülkeler yeni savaşların içine girmede yarış yaparken,
Bazı akılsızlar bir avuç toprak için bir insanlığı yok etmeye çabalarken,
Yakınlarda birkaç yerde bazı insanlarımız ise Hakkın rahmetine kavuşuyordu…
Öyle ya…
Ne demiş Necip Fazıl Kısakürek:
“Yeryüzü dediğin bir koca mâbed,
Geldik bu mâbede, maksat ibâdet...
 Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret!
 Ebedî hayat için gayret yok, hayret!
 Ezanlar ederken secdeye dâvet,
Hep yarın diyorsun, Oysa kim bilir;
YARIN BELKİ KIYAMET..!”
***
Tatsız tutsuz bir şubat sabahında güneş bile sanki isteksiz doğmaya çabalarken,
Hayat yine de her şeye rağmen sürme çabasını sürdürüyordu…
Ne demiş Mevlana:
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
***
Toprak üstündeki yaşamın içinde bir hırstır,
Bir koşturmacadır gidiyor…
Pek çok yerde insanlar kalp kırmayı sürdürüyor.
Bir gün cenaze namazı kıldırmaya hazırlanan bizim Bekir Hoca’nın biraz rahatsız olduğunu hissedince kendisine sormuştum, “ Hocamneyin var dün iyiydin şimdi sanki biraz hastasın gibi” diye.
 Bekir Hoca, musallada yatan merhumu göstererek şöyle cevaplamıştı:
“ O da iki gün önce iyiydi, ama şimdi burada..”
Hayat öyle işte…
Yeni doğan bebeğin gelişinden çok mutlu olan insanlar,
Ömrü tamamlayanların törenlerinden bile pek ders çıkartamıyorlar…
Dünya sizin olsa ne yazar…
Kalpler kırıldıktan sonra…
Şemsi Tebriz’i ne demiş:
“Anladım ki, insanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar, onlar hayatımızdalar, göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlardır…”
***
BU BOMBA TÜM İNSANLIĞA!
Türkiye yine kahpe bir bombalı saldırı ile sarsıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı saldırıdan saatler öncesi uyarmıştı, Suriye içinde yuvalanan malum terör örgütü misilleme yapacak diye…Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki 100’e yakın terör hedefini fırtına obüsleri ile vurması sonrası “misilleme” eylemi gündeme gelmişti.
Ve başkent Ankara önceki akşam korkunç bir patlamayla sarsıldı: 28 ölü, 61 yaralı.
Ölenlere Allah’tan Rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Bu bomba sadece Türkiye’nin kalbine değil, tüm insanlığadır.
Terör nereden gelirse gelsin büyük bir insanlık suçudur…
Herkesin bu insanlık belasına karşı dikkatli ve uyanık olması gerekmektedir.
Herkes dikkatli olmalı!
ESEN KALIN!
 
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.